Tekvando Tarihi...

Konu: Tekvando Tarihi... Cuma Ağus. 22, 2008 6:09 pm

İlkel çağlarda insanlar için nerede yaşadıkları pek önemli değildi.Sadece yiyecek önemli idi ve ziraat olmadığından yiyeceklerini elde etmek için tek tek yapabilecekleri iş avcılıktı.Yontma taş devri idi ama sevgi ve aşk yine vardı. Çünkü onlar İnsan idiler.

Her neyse işte... bu olaydan sonra cilalı taş dönemi başladı...
Avcılık için kişisel dövüş becerilerini geliştirmek zorunda idiler..Çünkü aynı yiyecekler için vahşi hayvanlarında içinde olduğu çok düşman ile dövüşmek zorunda idiler.Avcı olmalarının yanında o dönemin büyük cüsseli hayvanları içinde çok iyi birer av idiler.

Bu nedenle hayatta kalmak için sürekli olarak sert ,vahşi hayvanlara karşı dövüştüler.Bu hayatta kalabilmek için bir çeşit self defanstı ki ,bu da taekwondonun orijini sayılır.Çünkü taekwondo hayatta kalabilmek için kendini savunabilme yeteneklerini geliştirmeye yarayan bir metottur.

Tabi zaman geçiyor ve tek dişi kalmış medeniyet hızla ilerliyordu. Tekerleği bile buldular..
Bu insanoğlunun dövüşmenin haricinde yapabildiği ilk icadı idi.
Dövüşmede her ne kadar zamanla çeşitli silahlar geliştirseler de, çıplak el ve ayakları onların en büyük silahlarından biri idiler.Çünkü diğer silahları da kullanabilme becerisi el ve ayaklarına bağlı idi.

Birbirlerine karşı mücadele ve dövüşlerde önceleri ellerini kullandılar.Eller etkili birer silahtı..Ancak zamanla ayaklardaki müthiş derecedeki etkili gücü keşfettiler

Tabi bu eğitim işi idi. Öyle paldur küldür iş yok.....
Bu nedenle de insanlar vücutlarının diğer parçalarını özelliklede ayaklarını yaptıkları kavga ve dövüşlerde daha iyi kullanmak için eğitim yoluna gittiler. Ayakların çıplak olarak dövüş aracı halinde kullanılması çok eski tarihlere dayanılır ki bu konuda kesin bir zaman dilimi verilemez.İnsanlığın tarihi kadar eski olduğu söylenebilir.

Tabi ki insanlar çıplak el ve ayak dövüşlerini zamanla sistematiğe oturttular ve yaptıkları harplerde geniş olarak kullandılar.Ancak medeniyetin gelişmesi ve kitle imha silahlarının icadı ile mertlik bozuldu.Kaba kuvvetin yerini teknoloji aldı.

El ve ayaklara dayalı dövüşler geri kalmış toplumlarda revaç buldu.Fakirlikten dolayı silahlanamayan,ancak kendini koruma duygusundan vazgeçmeyen fakir toplumlar vücut parçalarını silah olarak kullanmaya devam etkiler ve bu kültürlerinin bir parçası oldu.Bu toplumlardan biride Kore toplumudur.Çin saldırılarına karşı bu şekilde koymaya çalıştılar.. Aslanlar gibi dövüştüler.

Tabi ki beceremediler.
Yinede belli sisteme oturmuş çıplak el ve ayak dövüşlerine ait duvar resimlerine ilk kez uzak doğu kültüründe mağara duvarlarına çizilmiş resimlerde rastlıyoruz.Milattan sonra 50 yıllarına rastlayan dönemlere ait bu resimlerde el ve ayak dövüşlerinin eğlence ve yarışma amaçlı yapıldığına dair kanıtlar vardır.Aşağıda Mod Yongchong mezarının tavanında çizili bir fosil görmektesiniz.Bu fosilde iki kişinin bir kola için kavga ettiği sanılmaktadır.Tabi ki yaptıkları bugünkü taekwondodan çok uzaktı ancak geleneksel anlamda benzer figürleri içeriyordu.Bu resim çıplak el ve ayakların oyun ve müsabaka amaçlı kullanıldığına dair ilk resimdir.Napsın gariplerim harpte bir işe yaramamış...Bildiğiniz gibi Kore sürekli Çin ve Moğol işgalleri yaşamış fakir bir ülke idi...

0-0-0-0-0-0-0-0-0

Taekwondonun tarihi deyince akla Kore yarımadasındaki 3 krallık dönemi gelir. Çünkü Taekwondo ile ilgili kabul edeceğimiz ilk resimli ve yazılı bulgular bu krallıklar dönemine kadar uzanır. Bunlar;
Koguryo (MÖ 37 ~ MS 668)
Baekje (MÖ 18 ~ MS 660)
Shilla (MÖ 57 ~ MS 936)
krallıklarıdır.Tabi ki aynı soydan olmalarına rağmen kabilelerin bir araya getirdiği askeri krallıklardı.Askeri yapılanmaların varlığının devamı savaş üzerine kurulmuştu.

Bu nedenle birbirleri ile sürekli savaşmışlardır.Tabi ki her şey halk için ve onun yararına idi.Tabi ortada sandık misali olan hep halka oluyordu.Garibim halk yapılan saldırılara illalah demişti .Ancak fakir olması nedeniyle silahı yoktu.Bu nedenle çıplak el ve ayakla kendini koruyabilme becerileri gelişti.Bir yaşam tarzı oldu

Bu toplumların kültürü haline geldi.Ayrıca her biri bir kabile olan bu krallıklarda savaşçı olmak ve dövüş yeteneklerine sahip bulunmak bir ayrıcalıktı.Dövüş ve savaş üzerine kurulu bir kültür vardı.Tabi ki bu kabile savaşlarının arkasında günümüzde olduğu gibi "dünya barışını "korumakla göreli güçler vardı.O zaman da bu ülke ÇİN idi.

Bu krallıklardan Silla Çinin desteği ile önce kokurya'yı kışkırtarak Pekçe'ye daha sonrada Kogurya'ya üstünlük sağlayarak yarımadada varlığını sürdürmüştür.Daha sonrada Çin kuvvetlerini yarım adadan çıkartarak bir süre üstünlüğünü devam ettirdi.Ama tabi ki üstünlük her zaman güçlünün elinde idi.Kore kültürünün şekillenme dönemi olan bu zaman diliminde Çinin kültürel ve sosyal etkileri geniş olarak hissedilmiştir.
Bizi burada ilgilendiren, geleneksel taekwondo şablonlarının bu dönemlerde şekillenmesidir. Onun dışındakiler bizim için hikayeden ibarettir.

Kogurya Savaşşısı motifi
(mö:37-ms 668)

Silla Savaşçısı Koumgan blok yaparken
(mö:57-ms 935)
0-0-0-0-0-0-0-0-0-0

Korelilerin ataları, bu bölgede cilalı taş devrinden sonra kabileler halinde yerleşmişlerdi. Puyo bölgesinde Yongko, Koguryoda Tongmaeng ,silla bölgesinde kabile Ye ve mahan bölgesinde ise Muchonlardene dövüş aktiviteleri vardı. Bu "spor aktiviteleri" zaman içinde gelişerek bu 3 krallık dönemine kadar gelmişti. Spor aktiviteleri içinde en önemli olarak ortaya çıkan sportif karşılaşmalar dövüş sporları idi.

Bu dövüş karşılaşmalarında sonunda insanlar zamanla dövüş yeteneklerini geliştirmeye daha verimli teknik ve hareketler yapmaya başladılar.
El ve ayak becerilerindeki bu gelişme Taekwondonun ilkel bir örneğini oluşturur ki buna taekyon adı verildi. Ayrıca değişik bölgelerde Soobyokta, Kwonbaek, Byon ve Tagyok adlı dövüş sanatları isimleri de vardır.Tabi ki gösteri sporlarında değişiklikler ve sanatsal gelişmelerde olması normaldi.Sporcuların davranış biçimlerinde de günümüzdekine benzer imaj değişiklikleri oldu.

Hareketler yumuşadı ve seyredenlerin isteklerine uygun sanatsal davranışlara dönüştü. Tabi ki yandaki şekildeki kadar yumuşamadı ancak dövüşmenin yanında halkı eğlendiren şablon hareketler ortaya çıkmaya başladı.Taekwondoda ilkel poomse hareketleri bu şekilde doğdu.Tabi ki bu gösteriler zaman içinde farklı tepkilerle karşılaştı. Kogurya Hanedanlığının bir döneminde dövüş sanatları basit ve bayağı görüldü.Belli bir dönem ilim adamlarına danışan kral tarafından yasaklandı.

Yukarıdaki şekilde ilim meclisine danışan kral figürünü görüyorsunuz. (mağara duvarındaki fosillerden araklanmıştır). Bu Koguryonun uzun süren barış döneminin tabi bir sonucudur.

1-Sabahtan akşama kadar çalıştılar

2-Kırdılar , döktüler

3-Ağılık falan çalıştılar

4-Yumruk filan vurdular

5-Yağmur ,kar dinlemediler meditasyon yaptılar karakterlerini geliştirdiler

6-Akşam eve yüksek karakterli insanlar olarak döndüler

Ne olursa olsun sonuç olarak bu üç krallık döneminde ve gerekse daha sonrasında Koreliler vücutlarını fiziksel olarak geliştirmek ve eksersiz için temeli çıplak el ve ayak hareketlerine dayanan dövüş sanatlarını kullandılar.Buda taekwondonun Kore'de gün geç tikçe yerleşmesine ve şekillenmesine neden oldu.Tabi ki taekwondo sadece fiziksel pratiği ve askeri çalışmalarının bir parçası olarak silahsız dövüş tekniği olarak ele alınmadı.
Hem Kore kültürünün eğlencelerinin bir parçası olarak algılandı ve hem de karakter ve şahsiyet gelişimi olarak görüldü.
Taekwondoda kemer sistemi eski Kore kültürünün günlük hayattaki giyim modasından gelir.Orijinalinde tek bir kemer olduğu gibi bugünkü gibi bir kemer sistemi yoktu.Bu kuşağın temel rengi de beyazdı Çünkü o zaman kumaşları çeşitli renklere boyama becerisi pek yoktu. Kemer rengi beyaz olunca pratisyenler (öğenciler) çalışmalarına devam ederlerken kemeri beyaz olunca çok kirlenerek simsiyah kalırdı.
Gerçi elbiselerini devamlı yıkarlardı ama kemer önemsiz bir parça olduğu için yıkanmasıyla pek uğraşmazlardı. Üstelik kemerin kirlilik derecesi çalışmanın fazlalığını gösterdiğinden özellikle yıkamazlar çok çalıştıklarını başkalarına göstermek isterlerdi.Bu şekilde bir makam elde ederlerdi. Kemerlerinin eskimesi ve beyazlığının sadece içinde kalması üzerinin siyah renge dönüşmesi bir öğrenci için büyük değer ifade ederdi.Daha sonra kemerler eskiyip yıpranınca tekrar beyaz kemer almak yerine siyah kemer takmaya başlandı.Çünkü eski acemilik görüntüsüne dönmek yerine siyah kemerle ustalık ve tecrübe ifade edilmeye başlandı. Siyah kemerli kişiler daha yaşlı olgun çok çalışkan yüksek karakterli insanlar olarak hep saygı gördüler.
Evlerine dönerken alınları ak yüzleri paktı. Ailelerini şerefle temsil ediyorlardı.

0-0-0-0-0-0-0-0
Tabi ki savaş sanatları üzerine kurulmuş bu yüksek çalışma metotları ve motive güçü daha ileriki yıllarda Japonlara karşı yaptıkları savaşlarda Kore halkının kendini savunmasında en büyük yardımcı etken olmuştur.Taekwondo sadece halkın değil aynı anda askeri birliklerin savaş çalışmaları ve eğitimleri içinde yer almıştır.Bunun askerler üzerindeki olumlu etkisi görülmüştür.Koreliler asla Japonlardan çekinmemişler kahramanca savaşmışlardır.

Elbette yenilmişlerdi..Güçlü ordulara sahip Japonya'nın Kore'yi işgali zor olmamıştır. Uzun süren Japon işgali Kore yarımadasında Taekwondonun günümüze özel gelişimini sağlamıştır. Kore dövüş sanatlarını çalışmak yasaklanmış bu konuda faaliyet gösteren yerler kapatılmıştı.Bu sistemler konusundaki eski el yazmaları imha edildi. Koreliler kendi gelişmiş savunma sanatları konusunda çok az bir veri ile yetinmek zorunda kaldılar.Japon işgali boyunca Kore'de serbest olarak uygulanabilen tek sistem Judo oldu.
Bu devir zarfında, Çoğu Koreliler Japonya'ya gittiler orada yerleştiler. Orada iken değişik Japon dövüş sistemlerini çalıştılar.Bu sistemlerin başında Shotokan Karate geliyordu.Kore bağımsızlığına kavuşunca eski yerleşimlerine geriye dönen bu insanlar dışarıda öğrendikleri bu sanatları Kore'de öğretmeye başladılar.Bu nedenle günümüz taekwondosunun gerçek temelinin oluşmasında Japon Karetesinin çok büyük etkisi vardır. Uzak doğuda yakın zamana kadar taekwondonun Korean karete (Kore Karetesi) olarak adlandırılmasının bir nedeni de bu etkileşimdir.
Tabi ki bunu Koreliler pek kabul etmezler Ancak zayıf ve etkisiz olanın daha büyük ve güçlü olandan etkilenmesi tabi olanıdır.

((Alıntıdır ve atmasyon olduğu sanılıyordu ama değilmiş ))